 |
Kaldığım hotelde bir Japon, 2 İsrail'li arkadaş ile |
Çocukluğumda izlediğim televizyon haberlerinden bazı ülkeleri hep iç karışıklıkları ile hatırlıyorum. Guatemala, Kolombiya, Kamboçya.. Bir gün bu ülkelere gideceğimi ya da gitmek isteyeceğimi açıkçası hayal bile etmezdim. Ama bugün durum daha farklı ve geziye çıkmadan önce bu ülkelere dair çok güzel şeyler okudum. Doğal güzellikleri, tarihi şehirleri, insanların farklı yaşam şekilleri ile dünyadaki pek çok ülke gibi bu ülkeler de fazlasıyla gezilmeye değer. Biraz huzur geldiğinde ülkeler değişmeye, gelişmeye ve diğer ülke insanlarını misafir etmeye ne kadar meyilliler.
 |
San Pedro |
 |
San Pedro |
Karadan 2.sınır geçişimi Meksika’dan Guatemala’ya yapacağım. San Cristobal’den Panajachel’e (Guatemalada’ki Atitlan Gölü civarındaki en büyük kasaba) direk shuttle diye adlandırılan küçük minibüsler var. Sabah erkenden 5-6 gibi yola koyulduk. 4 saatte orman içinde virajlı yollarda ilerleyerek sınıra vardık. Sınırda arabayı değiştireceğiz, Meksika tarafında inip çantaları yüklenip sınırı yürüyerek geçtik. Burada çıkışta vize tutarı kadar (25 usd, 306 peso) bir tutar daha ödeyeceğimi öğrendim. Hem hiç beklemediğim bir masraf çıktı, hem de tüm pesoyu erittiğim için yaklaşık 20 dolara gelen tutar için 25 dolar ödedim. Bu tür resmi kurumlarda normalde 13,5 civarı olan kuru çok düşük aldıklarından zarar ediyorsunuz. Guatemala vize istemediğinden vize ücreti yok ama görevliler her geçenden vergi adı altında 20 peso bir rüşveti cebe indiriyor. (3 hafta sonra Guatemala çıkışında da 3-4 dolar civarı çıkış parası ödedim) Sonrasında yeni bir minibüs, yeni bir şoför ile yola devam ettik. Guatemala’daki ilk önemli şehir Xela’da inen bazı yolcular oldu. Panajachel’e ulaştığımızda akşam 6 civarıydı. Sadece 8 saat sürer demişlerdi, 11-12 saat sürdü yolculuk. Benim gitmek istediğim kasaba San Pedro olduğundan oraya geçen bir yolcuyla son tekneyi yakalayarak 45 dakikalık bir yolculuktan sonra San Pedro’ya geçtim. Elbette Lago Atitlan Guatemala’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi. Ama gelme nedenlerimden birisi burada 1-2 hafta kalarak İspanyolca kursu almak. Guatemala’da birebir İspanyolca kurslar oldukça ucuz. Latin Amerika’yı gezen pek çok gezgin de burada bir süre kalıp İspanyolca öğreniyor. En iyisi 3-4 ay kalmak ama ben dil kurslarından fazlasıyla sıkıldım
:) Sadece basit kelimeleri öğrenerek yoluma devam etmeyi amaçlıyorum.
 |
Meksika sınırından Guatemala'ya yürüyerek geçiş |
Geldiğim ilk gece San Pedro benim için tam bir şok oldu. Küçük bir köy diye beklediğim San Pedro inanılmaz kalabalıktı ve hiçbir hotel hostelde yer yoktu. Geri dönme şansım da yoktu, çünkü gece bir saatten sonra tekne yok. Nihayet 1-1,5 saat aramanın sonunda bir hostelde 3 kişilik vasat bir odada ve muhtemelen normal fiyatın 2 katına bir yatak bulup geceyi orda geçirdim. Yatak çok çekici gelmediğinden uyku tulumunu serip içinde yattım.
 |
Açık havada ve göl manzarasaında İspanyolca |
 |
İspanyolca kursu |
Lago Atitlan civarında pek çok kasaba var. Panajachel en büyüğü ve en turistik olanı, San Pedro ise biraz daha ufak, özellikle dil okulları için tercih ediliyor. Köyde geleneksel yaşam aynen devam ediyor. Ayrıca daha sonra ziyaret ettiğim San Marcos ise çeşitli meditasyon, yoga derslerinin verildiği, içinde bungalovların yer aldığı büyük bahçeli hotellerin bulunduğu enteresan bir yer. Burada kalmadım ama kalmak isterdim. İnsanlar tüm gün yoga yapıp, gölde yüzüyor, güneşleniyor. San Pedro ve San Marcos’da kalan yabancıların büyük çoğunluğu sırt çantalı gezgin.
 |
San Pedro |
Benim 2 haftam hergün sabah 8 öğleden sonra 1 arası kurs şeklinde geçti. Öğleden sonraları da genelde köydeydim. Oldukça sakin bir 2 hafta oldu. Bu arada kaldığım hotelde çeşitli ülkelerden gelen insanlarla tanışma şansım oldu. Özellikle çok fazla Japon'la tanıştım.
Göl, buradaki insanlar için çok önemli. Gölde yıkanıp, gölde çamaşırlarını yıkıyorlar, balık tutuyorlar ve en önemlisi çoğu kişi turizm sektöründe çalışıyor. Köyde ulaşım tuk tuk denilen arkada 2 kişilik oturma koltuğu bulunan motorlarla yapılıyor. Gittiğim zamanlar Christmas’a denk geldiğinden etkinliklerin ve dini ayinlerin oldukça fazla olduğu zamanlardı. Köyün büyük çoğunluğu Katolik ve köyün merkezindeki en büyük kilise de köyün tek Katolik kilisesi. Ayrıca köyde Evangelistler de (tutucu Protestanlar). Bunların ise yaklaşık 7-8 tane ayrı kiliseleri var. Bizim otelin sahibinin bile kilisesi vardı. Otelin hemen yanında evleri vardı, eve bitişik bir de kilise yapmışlar. Geleni çok olmasa da arada müzikli ayin düzenliyorlardı. Bir gece beni evlerine yemeğe çağırmışlardı, çıkarken evin içinden kiliseye geçip ordan çıktım, çok garip geldi. İnsanlar güzel de bu fazla dindarlık bende alerji yapıyor.
Chichicastenango (Chichi Market)
Chichicastenango Perşembe ve Pazar günleri düzenlenen pazarıyla ünlü bir kasaba, ismi zor olduğundan herkes Chichi Market diyor. Amerika’nın en büyük pazarı diye okumuştum birkaç yerde. Buraya gelmişken gitmemek olmazdı. Bir Pazar günü San Pedro’dan günü birlik gidip geldim. Gerçekten geniş alana kurulu büyük bir pazar. Bölgenin yerel insanlarını görmek açısından çok iyi oldu. İçinde özellikle hediyelik eşyalar önemli bir yer tutuyor. Ama yabancıların gelişi biraz pazarın dengesini bozmuş sanırım. İlk gördüğüm yerde yerel kumaştan yapılmış bir pantolon sordum, 100 quetzal dedi. Teşekkür ettim, 50 quetzal dedi, almayacağım dedim, 40 dedi. Ben uzaklaşırken 30’u duydum. Hemen her satılan mal için geçerli bu ama fazlasıyla itici duruyor ve alacağınız şeyin fiyatını üçte birine indirseniz bile acaba hala pahalı mı diye ikilemde kalıyorsunuz.
 |
Chichi Market |
 |
Chichi Market |
 |
Chichi Market |
 |
Chichi Market |
 |
Chichi Market |
 |
Chichi Market |
 |
Chichi Market |
Harika yazı keyifle okudum. Oazar konulu foto yarışmalarında derece garanti. Domatesler üzerindeki eller çok hoşuma gitti. Iyi eğlenceler.
YanıtlaSilDostum çok saol, her zamanki gibi cesaret verici sözlerin için teşekkurler. Buenos Aires'den sevgiler..
Sil