 |
Vinales Yolculuğu |
Havana’da kaldığım hostelin güzel
yanı çok fazla kişiyle tanışmama vesile oldu.
Elbette her hostelde pek çok kişiyle tanşıyorsunuz ama burada daha yakın
ilişkiler kurabilme şansı yakaladım. Hem diğer yerlerde daha çok Avrupa’lı gezginle
karşılaşırken burada özellikle Güney Amerika’dan ve diğer pek çok farklı
ülkelerden kişiyle tanışma şansım oldu. Uruguay’lı, Arjantin’li, Kolombiyalı hatta Irak
asıllı kişilerle tanıştım. Özellikle diğer Latin Amerika ülke gençlerinin Küba'ya büyük ilgisi var. Hem de bir hostelden çok ev ortamı olması herkesin daha sıcak iletişim kurmasına vesile oldu. İtalyan asıllı İsviçreli Dennis
ve Portekizli Josephin burada tanıştığım arkadaşlardan ikisi.
İlk başta
Dennis’le birlikte bir sonraki rotamızın Vinales olduğunu öğrenince birlikte
gidebiliriz diye düşündük. Sonra bize Josephin de katıldı. Vinales’e ayrıca terminalde
rastladığımız 3 İspanyol ile birlikte kiraladığımız taksi
görevi gören klasik otomobillerden birisiyle
gittik. Otobüs fiyatına geldi. Yaklaşık 2,5-3 saat sonunda ulaştık.
 |
Vinales |
 |
Purolarından içme imkanı bulduğumuz bir tütün çiftcisi |
 |
Tütün Tarlası |
 |
Vinales |
Gitmeden önce kaldığımız hostelin sahibi Magnolia’dan bir
casa particular adresi almıştık. Direk oraya gittik. Ev sahibi 50-60 yaslarında
Kübalı bir çiftti. Hoşumuza gitti ama odada 2 tane çift kişilik yatak vardı. Ev
sahibi yer için 3. bir yatak getirse de biz birisine haksızlık olmasın diye 2
yatağı birleştirip 3 gün boyunca aynı yatakta 3 erkek birlikte yattık. Geyiğini
de fazlasıyla yapıp eğlendik. Ayrıca kaldığımız evin sahibi amca bir şekilde kafayı bana
taktı. Önce evde çalışan genç bir kızla aramızı yapmaya çalışıp al bunu
Türkiye’ye götür dedi.
Ertesi günü evde
kalmış komşu kadını bana yamamaya çalıştı. En sonunda benim Türkiye de sevgilim
var deyip yırttım amcadan. Ama gayet eğlenceli insanlardı.
Vinales’in önemi yeşil doğasından ve Küba’nın ünlü tütün
tarlalarına ev sahipliği yapmasından geliyor.
İlk gün zaten geç geldiğimizden günü küçük kasabada ve evde geçirdik.
Diğer 2 günde ise daha önce rehber kitaptan belirlediğimiz 2 ayrı rotayı
gezdik. Pek çok tütün tarlasına rastladık, tütün çiftliklerine girdik. Dennis ve Josephin pekçok Avrupalı gibi 3-4 lisan bildiklerinden (İspanyolca dahil) yerlilerler sıkça iletişim kurdular. Arada benim için de İngilizceye çevirdiler. Yorucu
ama bir o kadar da keyif aldığım bir 3 gün oldu. Küba’da en sevdiğim 2 yer
Havana ve Vinales oldu. Ama yiyeceğin burada pahalı olduğunu söylemem lazım.
Hem çeşit azdı hem de küba pesosunu kullanacağınız yerler çok kısıtlı.
3 günün sonunda ben Trinidad için yola çıktım. Küba’da en az
1 ay kalmayı planlayan Josephin ve Dennis ise Vinales’de devam ettiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder