Valpariosa'da iken Şili'de son kentim San Pedro de Atacama'ya direk mi gitsem (otobusle yaklaşık 24-25 saat) yoksa arada bir yerde mola versem mi diye birkaç gün düşündükten sonra arada bir yerde yer alan La Serena'da karar kıldım. La Serena Pacific kıyısında bir şehir. Bu arada hosteldekilerden birkaç haftadır kuzeyde çok fazla yağmur yağmış, her yeri seller götürmüş diye haberler duyuyordum. Umarım sorun çıkmadan Bolivya'ya kadar giderim diye umut ediyorum.
İlk geldiğim gün Valpariosa terminalinde sordugumda 2 gun
sonrası için yer var demişlerdi ben de o zaman alırım diye düşünmüştüm. Ama
gittiğim gün bilet bulamadım maalesef. Zaten Valpariosa'dan çok fazla otobüs de
yok. Ben de tekrar Santiago'ya gitmeye karar verdim. İlk otobuse atladım, 2 saat
sonra ulaştığım Santiago'dan oğleden sonra 4 otobüsüne yer buldum. La Serena'ya
giderken yolda gerçekten bazı şehirlerde yollara saplanmış arabalar, devrilmiş
ağaçlar gördüm. Ama hasar ne kadar, ölen var mı çok detayını öğrenemedim.
Gece 10-11 gibi indim, inince ertesi günü gece 1 için
biletimi aldım. GPS haritamda işaretlediğim birkaç hostel vardı. En yakın
olanına 15-20 dakika sonra ulaştım ama dormitory'de yer yoktu maalesef, tek
kişilik odalarda pahalıydı. Son hostele yürüdüm bir 15 dakika kadar daha.
Sırtımda eşyalar, gecenin bir yarısı, bilmediğim bir sehir.. Bazen ürkütücü
oluyor sokaklarda yürümek gerçekten. Neyse en son hostelde (Hostal El Hibisco)
ucuz bir oda buldum. Bu arada Santiago'da kaldığım hostelde Caroline'nin
tanıdığı 2 Fransız da bu hostelde kalıyorlar. Santiago'da iken hiç
konusmamıştık, burda muhabbet ettik biraz. Daha sonra bu 2 kişi ile San
Pedro'da da yolda karşılaşacağız. O zaman ise sanki yıllardır tanısıyormuşuz
gibi birbirimize sarıldık, hostel bakınıyorlardı, kaldığım hostele getirdim. Yolda olmak böyle birşey,
yoldaşlar en yakınların oluyor bir anda :)
Gece erkenden yattım. La Serena'yı gezmek için koca 1 günüm
var. Ertesi gece San Pedro de Atacama'ya gideceğim. Kaldığım hostelin mutfağı
vardı. Mutfağı olan hostelleri seviyorum. Backpakerların hepsi seviyor. Kendini
evinde gibi hissediyorsun. Hem ucuza hem de istediğin kadar yapıp sıcak
yemeğini yiyorsun. Özellikle uzun süreli gezen Uzakdoğulular, Japonlar mutfağı
çok seviyorlar. Çünkü yemekleri biraz farklı olduğundan bir süre sonra kendi
damak tadlarına uygun yemek yemem ihtiyacı duyuyorlar. Bazıları yanında
heryerde bulamayacakları soya sosu gibi sosları yanında getiriyor ülkelerinden.
Ben sıkça makarna ve kırmızı et alıp pişirdim. Evde yapıp yemekten daha keyifli
:) Her neyse sabah Fransız çocuklardan birisiyle şehrin büyük marketlerinden
birine gidip kahvaltılık birşeyler alıp hostelde yedik. Gece 1'e kadar kocaman
bir gün var önümde. Önce şehrin merkezinde dolaştım, pazarını ziyaret ettim.
Burada 2 kucuk kızıyla müzik yapan müzisyen bir aileyi dinledim. Acaip hoşuma
gitti. Sonra pazarını dolaştım. Sonra Francisco de Aguirre caddesinden aşağıya
doğru yürüyerek sahiline indim. Çok uzun ve geniş bir sahili var. Ama çok kimse
yoktu. Hem henüz Pazar günü sabahın 10-11 gibi hem de hava biraz kapalıydı ondan belki.
Yavaş yavaş La Serena'dan Coquimbo'ya kadar giden yaklaşık 10 km'lik sahilde
yürüdüm. Önce midye toplayıp hemen orda bunu satan mideyecilere rast geldim.
Sonra bir köpek takıldı peşime, ağzında bir top vardı, topu önce yere bırakıp
sonra burnuyla önüme attı. Ben de hızla vurdum topa fırladı getirdi, tekrar
attı önüme. Böyle 2-3 km birlikte gittik. Sahibiyle oyun oynayan çok köpek
gördüm ama tanımadığı biriyle üstelik kendi topuyla oyun oynayana ilk kez
rastladım. Köpekler inanılmaz hayvanlar, insanlara en yakın hayvanlar sanırım.
Sonra sahilden giden bir atv.nin peşine takılıp koştu gitti, ağzında topuyla..
Sonra sahilde kuşlara rastladım, yüzlerce.. Hiç bu kadar kuşu bir arada
görmemiştim. Coquimbo'ya ulaştım sonunda, sahilde yürürken hep karşıda gördüğüm
Cruz de Tercer Milenio ("Third Millennium Cross") heykeli artık
kocamandı. Dibine kadar çıkmak istedim. Ama tepede bir mahalle içindeydi.
Bayağı çıktım sonra mahalleden tırstım, zaten heykelin kendisi yaklaştıkça çok
da hoşuma gitmediğinden indim tekrar. Coquimbo'dan atladım bir collectivoya La
Serena'ya geldim tekrar. 20-30 dakika çekti, bayağı yürümüşüm. Sonra önce
markete gidip yiyecek birşeyler alıp hostele gittim, yine mutfakta pişirip
yedim. Gece biraz Fransız çocuklarla sohbet, biraz da bilgisayar başında geçti.
Gece 11 gibi çantamı yüklenip çıktım. Otobüs gece 1'de olsa da çok da geç
kalmak istemedim. Önümde 21-22 saatlik bir yolculuk var yine. Bolivya öncesi
son durak San Pedro de Atacama.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder