Iguazu Şelalesi, Iguazu Nehri üzerinde Brezilya ve Arjantin
arasında dünyanın en büyük şelalerinden birisi ve belki de en görkemli şelalesi. Şelaleyi her
2 ülke tarafında da görebiliyorsunuz. Genişliği 2,7 km ve yüksekliği 80 metre
civarı. 2 tarafta da birer şehir var şelaleye yakın, Brezilya’da Foz do
Iguacu, Arjantin’de Puerto Iguazu.
25 Ağustos 2015 Salı
Rio de Janerio
Gezim esnasında hiç ummadığım ama çok sevdiğim yerler olduğu gibi ününü çok
duyduğum ama pek sevemediğim yerler de oldu. Rio de Janerio tahmin edersiniz ki
Brezilya’da en çok ziyaret edilen şehir. Açıkçası biraz abartılı mı diye
düşünüyordum gitmeden hemen önce. Ama gördüm ki gerçekten övgüyü hak eden bir şehir. Kolayca
ulaşabileceğiniz Copacabana, Ipanema kumsalları, şehir içinde pek çok yerde yer
alan yüksek, çıplak, enteresan tepeleri, denizden hemen birkaç yüz metre uzaklıkta Rodrigo de Freitas Gölü, tarihi bölgesi, gidemesem de botanik
bahçeleri, sıcak insanları ile bence yaşamaya değer bir şehir. Beklediğimden
çok sevdim. Favelalardan bahsetmeyeceğim, açıkçası Buenos Aires’den sonra hiç
ilgimi çekmeyen yerler.
Salvador
Portekizliler tarafından kurulan ve Brezilya’nın ilk başkenti olan Salvador, Amerika kıtasındaki en eski koloniyel şehirlerden birisi. Şehir, Sao Paulo ve Rio de Janerio’dan sonra Brezilya’nın 3. büyük şehri. Brezilya, wikipedia verilerine göre hem yüzölçümü olarak hem de nüfus olarak dünyanın 5. büyük ülkesi. Avrupa’nın 5’de 4’ü kadar. Dolayısıyla çok farklı kültürlerin, farklı ülkelerden insanların yer aldığı kocaman bir ülke. Burada toplam 1 ay kalmış olacağım ama 1 yıl kalsam anca yeterdi sanırım. Ve Salvador bu farklılığın en belirgin olduğu şehirlerden birisi. Çünkü zamanında köleliğin ve köle ticaretinin oldukça yaygın olduğu şehirde bugün çoğunluğu Afrika kökenli insanlar oluşturuyor.
24 Ağustos 2015 Pazartesi
Amazon Gemi Yolculuğu (Tabatinga, Manaus, Santarem, Belem)
Kolombiya’dan Leticia’ya, Amazon bölgesine uçakla gelme amacım buradan Amazon
Nehri boyunca gemiyle giderek Atlantik Okyanusu’na ulaşmak. Haftada sadece 2 gün kalkan ve Amazon'da biraz fazla kalmak için ertelediğim gemiyi yolculuğu bir de gemi gelmediğinden ertelenince Amazon'da 9 gün kaldım. 9 günün sonunda nihayet biletim, çantam, hamağım, herşey hazır yolculuk için.
23 Ağustos 2015 Pazar
Amazonas (Leticia-Kolombiya, Tabatinga-Brezilya, Santa Rosa-Peru)
Amazon Bölgesine Bolivya’da iken de gitmiştim ve çok sevmiştim.
Ama orası aslında Amazon Nehri’nin kollarından birisinin (ya da bir kaçının)
olduğu bir bölgeydi.
Leticia, Amazon nehrinin Brezilya sınırlarına geçtiği tam
kesişim noktasında bulunuyor. Yani Peru, Brezilya ve Kolombiya sınırlarının
kesişim noktası. Leticia ve Brezilya’nın Tabatinga kasabası bitişik tek bir
kasaba gibi. Aralarında 10-15 dakikada bir kalkan minibüsler çalışıyor ve diğerine
gitmek sadece 10 dakika sürüyor. 2-3 kere yürüdüm, 45 dakika kadar sürdü. Ama
sıcak ve nemli havada yürümek zor. Hiçbir kontrol, engel yok. Santa Rosa ise nehir içindeki adada Peru’ya
bağlı bir kasaba. Leticia ya da Tabatinga’dan ince uzun teknelerle 10 dakikada
gidiyorsunuz. Sadece 3 TL civarı. Yine hiçbir kontrol yok. Amazonda sınırlar
yok. Zaten insanlar birbirine benziyor. 3 ülkenin de parası aynı anda
kullanılıyor. Adama Kolombiya pesosu uzatıyorsunuz üstünün bir kısmı Kolombiya
bir kısmı Brezilya parası olarak geliyor. Leticia’da Santa Rosa için bindiğim
teknenin sahibi Perulu, eşi Brezilyalı’ymış. Dedim ya sınırlar yok burada. Niye
olsun ki..
San Gil & Bogota
San Gil
San Gil doğası ve Ekvador’daki Banos gibi çeşitli rafting, kanyoning gibi
çeşitli extreme aktivileri ile ünlü küçük bir kasaba. Ayrıca daha önce duyduğum
Barichara kasabası da buraya otobüsle 1 saat uzaklıkta. Santa Marta’dan San Gil’e gelmem 10-11 saat
sürdü. Kasaba küçük olsa da terminali şehrin en dışına yapınca yürüme şansım
pek yoktu. O yüzden bir minibüse atladım, şehrin merkezine gidip hostelime
yerleştim. (Open House Hostel)
İlk günü kasabada geçirdim. 2.gün Barichara kasabasına
gittim. Restore edilmiş eski binaları ile oldukça şirin bir kasaba olmuş
Barichara. Meydanı, sokakları ve evleriyle küçük ama güzel bir kasaba. Ayrıca
biraz yüksekte yer aldığından vadiyi gören manzarası seyretmeye değer. 2-3 saat
burada geçirdikten sonra 1,5-2 saat yürüme mesafesindeki küçük bir köy olan Guane’ye
gittim. Biraz sıcak olmasına rağmen patika yol güzeldi. Köy küçük, meydanı ve
kilisesi dikkat çekiyor. Burada da 1 saat geçirdikten sonra bu sefer direk
buradan otobüse atlayarak San Gil’e döndüm.
22 Ağustos 2015 Cumartesi
Cartegena & Santa Marta & Tyrona Milli Parkı
Medellin’den Cartagena’ya gitmek için kuzey terminale
gittim. Yalnız Bolivya’da Peru’da Ekvator’da yaptığım pazarlıkları burada
yapamıyorum. Üstelik de otobüs fiyatları çok yüksek olmasına rağmen. Çünkü daha
az otobüs firması var ve fiyatları sanki anlaşmışlar gibi aynı. Otobüsler
arasında da pek kalite farkı yok. Ayrıca cama, semi cama gibi ayrım da yok.
Bolivya’da daha lüks bir otobüse belki yarı ya da üçte bir fiyat ödüyordum.
21 Ağustos 2015 Cuma
Medellin & Guatape
Sırada Kolombiyalılar’ın ünlü şehri Medellin. Ünü nerden mi
geliyor; zamanında dünyanın en tehlikeli şehirlerinden birisi olmasından, ünlü
uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar’ın memleketi olmasından, Medellinlerin
kendilerini diğer Kolombiyalılar’dan
üstün görmesinden, diğer Kolombiyalılar’ın onları kendilerinden farklı,
biraz ticarete düşkün biraz düzenbaz görmelerinden, ülkede tek metro sistemine
(yerin üstünden) sahip olmalarından vs.. Şehrin ünlü olması için pek çok neden var. Ama
bana sorarsanız -şehrin kendisi elbette Kolombiya’ya gelmişken mutlak gidilmesi
gereken yerlerden- burada yaşamak isterdim diyebileceğim şehirlerden birisi değil.
19 Ağustos 2015 Çarşamba
Salento & Cocora Vadisi
Cali’den 3-4 saatte önce Pereira denilen şehre geldim. Sonra
terminalden direk Salento otobüslerine atlayıp 1 saatte Salento’ya ulaştım.
Burada La Floresta Hostel’de 4 gece kaldım. Bahçesi, hamaklarıyla ve manzarası
ile oldukça güzel bir hosteldi.
Salento küçük bir kasaba, ama çevresi yeşil. Çabucak bitse de,
sokakları ve ana meydanı keyifli. Ben sevdim kasabayı. Gittiğim gün Kolombiya
Brezilya maçı vardı. Hostelde izledim birkaç kişiyle birlikte. Kolombiya Brezilya’yı yendi, hiç beklemiyordum. Maç sonrası akşam 9 gibi meydana gittim.
Herkes dışarıda galibiyetin keyfini çıkarıyordu. Birbirine un atanlar (bunu
Türkiye’deki Brezilyalı futbolculardan sanki hatırlıyorum) ve salsanın ritmine
kendini kaptıranlar. Kolombiyalılar o akşam gayet keyifliydi.
İpiales & Popoyan & Cali
İpiales
Sırada beni heyecanlandıran ülkelerden birisi Kolombiya var.
Aslında Türkiye’de iken biraz çekindiğim ülkelerin başında geliyordu. Pek iyi
bir ünü var sayılmaz. Ama yolda karşılaştığım pek çok gezginden o kadar çok
fazla övgü aldım ki gitmeden olmazdı. Üstelik ülke büyük, Türkiye’nin 1,5 katı
kadar büyüklükte. Karayip sahilleri ile ilgili de çok güzel şeyler işittim.
18 Ağustos 2015 Salı
Quito & Otavalo
Quito
Quito uzunlamasına güneyden kuzeye uzanan bir şehir. Bizim metrobüs benzeri otobüslerle birbirine bağlanıyor. Kuzeyde ve güneyde 2 ayrı terminal var. Benim otobüs kuzeydeki terminale geldi. Terminalden otobüsü bulmam ve hostellerin olduğu tarihi bölgeyi bulmam zor olmadı. Ama bir hostel bulmam biraz zor oldu. Çoğu doluydu. Bir tane eski bir binadan oluşan hostelde kaldım. Hostel çok çekici gelmeyince 3 günle sınırlandırdım kendimi.
17 Ağustos 2015 Pazartesi
Banos
Cuenca’dan sonra hedefim Banos. Otobüs’le önce yaklaşık 6 saatlik bir yoluculukla Ambatos şehrine geldim, sonra farklı bir otobüsle 1 saat kadar gidip Banos’a ulaştım. Mancora’da iken tanıştığım bir çiftin önerisi ile direk Di Mathias Hosteline gittim. Gerçekten de güzel hosteldi. Hem 6 kişilik odası temiz, hem de çok güzel bir mutfağı vardı.
Cuenca
Güney Kutbu’na en yakın şehir Ushuaia’dan beri devam eden
otobüs yolculuklarımın şimdiki durağı dünyanın en ortasında yer alan Ekvador.
Peru’daki son şehrim Mancora’dan gece 11-12 gibi otobüse bindim ve sabah 6-7
civarı Cuenca’da indim. Daha önce de yazmıştım gittiğim hemen tüm Latin
Amerikan ülkelerinde kolonyal mimarisini koruyan, biraz artistik, biraz modern,
biraz geleneksel yaşamın devam ettiği 1 ya da 2 şehir oluyor. Bu şehir
Ekvador’da Cuenca. Terminalden merkeze otobüse binip de mi gitsem, şimdi doğru otobüsü
nasıl bulacağım diye düşünürken gps haritama baktım. En iyisi tabana kuvvet deyip
yürüdüm. Çok da uzak değilmiş. 20-25 dakika sonra merkeze yakın yerdeki hostelime
ulaştım. (Bauhouse Hostel, kaldığım en iyi hostellerden)
15 Ağustos 2015 Cumartesi
Lima & Trujillo & Mancora
Lima,
Sırada Peru'nun başkenti Lima var. Pisco'dan otobüsle Pacific boyunca ilerleyerek 3-4 saatte geldim Lima'ya. Yollarda bolca gecekondu vari yapı gördüm. Peru'nun güney doğusunda gördüğüm geleneksel yaşam kıyı şeridinde pek yok. Daha çok fakir ve zengin kesim var sanki. Terminalde indim, amacım Lima'nın en güvenilir semti denilen Miroflores'e ulaşmak. Bu arada Lima'da enteresan bir şekilde toplu bir terminal yok. Her otobüs firmasının kendi terminali var. Bizde de bazı büyük firmaların olduğu gibi. Bunların bazıları aynı semtte yer alırken bazıları farklı semtte yer alıyor. İndikten sonra bir süre cebelleşmeden sonra burada Metropolitan denilen bizdeki Metrobüs'ü keşfettim. Tamamen kendisine ayrılmış hatta ilerleyen otobüsler. Ona binmem gerekiyormuş. Ama şöyle bir salaklık var, tek bir bilet alamıyorum. İlkinde güvenlik görevlisine 2,5 sol (2,1 TL gayet pahalı) verip onun kartını kullandım. Sonraki günlerde de makinelerde kartlarını dolduranlara gidip ben yabancıyım, aptalım, buraları bilmiyorum bakışıyla 2,5 sol verip onların kartını kullandım. Neyse, Miroflores'e en yakın durakta inip hostelime kadar yürüdüm ve gayet keyifli bir hostele yerleştim. (Condor's House, 25 Sol, yaklaşık 8 usd)
13 Ağustos 2015 Perşembe
Huacachina & Paracas
Huacachina, Ica'nin 5-10 km dışında, çölün içinde bir Oasis. Peru’da Arequipa, Cusco derken daha çok yeşilin olduğu yerlerde bulunmuştum. Şimdi havanın daha sıcak, yeşilin pek olmadığı Pasifik'e doğru gidiyorum. Yolum uzun olduğundan vasat bir firmadan cama (yatak) koltuk aldım. Türkiye'de de hiç Varan'a Kamil Koç'a binmemiş biri olarak otobüs ayrımım yok. Ama yolculuk 10 saat uzerine çıkmaya başladığında cama koltuk almak daha iyi oluyor. Koltuk 180 olmasa da 140-150 derece yatıyor ve kabaca bir yatak haline geliyor. Ayrıca yanda kollukları da olduğundan yanınızdakinin sizi rahatsız etme olasılığı yok. Zaten çoğunlukla yan yana bir 2'li bir de tekli koltuk oluyor. Ben de Peru ve Bolivya’da uzun yolculuklarda bunlardan satın aldım. Maliyeti düşürmek için de hem vasat firmalardan aldım (firmalar arasında fiyat farkı çok olabiliyor) hem de son dakikada alıp pazarlıkla genelde düşürttüm. Latin Amerika'nın bana öğrettiği negatif şeylerden biri, her işini son dakikaya bırak.
8 Ağustos 2015 Cumartesi
Cusco & Machu Picchu
Cusco'nun kendisi de Arequipa gibi koloniyel mimarisi, modern ve geleneksel yaşamın bir arada yer alması, taş sokakları ile başlı başına gezmeyi hak etse de beni buraya getiren birinci neden Cusco'ya 90 km uzaklıktaki ünlü Inka antik şehri Machu Picchu. 1540 yılında inşa edilen şehir 100 yıl hizmet verdikten sonra kıtada başlayan İspanyol işgali nedeniyle kayıplara karışmış ta ki 1900'ların başında tekrar keşfedilene kadar. Cusco buraya gitmek için birinci durak.
6 Ağustos 2015 Perşembe
Basında Özgür'ce Dünya
Gezmek güzel, ama bunu geniş kitlelerle paylaşmak ayrı güzel. Hürriyet Gazetesi'nin 26 Temmuz 2015 tarihli Hürriyet Seyahat ekinde benimle yapılan röportajı bulabilirsiniz.
Hürriyet Seyahat Röportajı Linki
Hürriyet Seyahat Röportajı Linki
5 Ağustos 2015 Çarşamba
Puno & Lago Titicaca
Titicaca Gölü, Peru ve Bolivya arasında yer alıyor. Oldukça keyifli 3 hafta geçirdiğim Bolivya'da Lago Titicaca son yerim olurken, gölün karşı kıyısı yeni ülkem Peru'da ilk ziyaret edeceğim yer olacak. Bolivya tarafında, Güneş Adası'ndaki (Isla del Sol) 2 günden sonra botla önce tekrar Copacabana'ya geçip buradan Puno otobüsüne bindim. Önce 15-20 dakika sonra ulaştığımız sınırda yine çıkış ve giriş işlemleri sonra 2 saat kadar yolculuk ve Peru, Puno'dayım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)