İpiales
Sırada beni heyecanlandıran ülkelerden birisi Kolombiya var.
Aslında Türkiye’de iken biraz çekindiğim ülkelerin başında geliyordu. Pek iyi
bir ünü var sayılmaz. Ama yolda karşılaştığım pek çok gezginden o kadar çok
fazla övgü aldım ki gitmeden olmazdı. Üstelik ülke büyük, Türkiye’nin 1,5 katı
kadar büyüklükte. Karayip sahilleri ile ilgili de çok güzel şeyler işittim.
Ekvator’da son şehrim Otavalo’dan direk otobüs yok. Önce
Ekvator’daki sınır kenti Tulcan’a gelmem gerekiyor. Otobüse Otavalo’da
terminalden değil çevreyolundan binmem gerekiyor. Anlamak ve bulmak biraz zaman
alsa da nihayet otobüse bindim. 2-3 saat sonra Tulcandayım. Orada sınıra giden
minibüsleri bulmak için cebelleştim biraz. Taksiye binmeme konusunda
ısrarcılığım aynen devam ediyor. Sonunda sınırda giriş ve çıkış işlemlerini
yapıp minibüsle bu sefer Kolombiya’nın sınır kenti İpiales’e geçtim. Amacım
Popoyan’da kalmak. Gece direk otobüs olduğunu öğrenince biletimi aldım ve
çantamı terminalde bırakıp ünlü Las
Lajas’a gittim. Şehrin biraz dışında vadi içinde enteresan bir kilise.
Filmlerdeki şatoları andırıyor biraz. 1-2 saat burada vakit geçirip sonra
İpialas’e döndüm. Günü burada gezerek geçirdim. Güzel meydanları ve arabaların
geçmediği caddesi aklımda kalanlar. Bir de acıkınca pizza yiyeyim dedim ve
meyveli pizzayı ilk burda tattım. Tahmin edersiniz ki hiç beğenmedim. Bundan
sonra da Kolombiya’da sıkça karşıma çıktı. Burada çok seviyorlar.
Popayan
Gece yolculuğu ile Popoyan’a gittim. Hostal Trail’e yerleştim. Kolombiya’nın koloniyel şehri ise
bence kesinlikle Popoyan. Ondan sonra gittiğim Bogota dahil tüm şehirlerin
tarihi bölgeleri olsa da daha çok büyük ve modern şehirler. Ama Popoyan hem biraz daha küçük hem de koloniyal
mimarisi şehirde oldukça baskın.
Burada sakin 3 gün geçirdim. Sokaklarında dolaşmak dışında
çok fazla özel bir şey yapmadım. Bir de şehri yukarıdan gören tepeye çıktım.
3.günün sonunda bu kadar tembellik yeter deyip yola koyuldum. Kuzeye doğru
yolculuk devam, sırada Cali var.
Cali
Cali’ye otıobüsle yaklaşık 3 saatte gittim. Terminalden
kalacağım hostele kadar yürüdüm. (Hostal Local House) Yaklaşık 30 dakika kadar
çekti. Bu arada terminalde çıkışta dilimi 2 TL bir pizzacı gördüm. Çocuga 2-3
kere sordum, no fruta, no azucar? Si, si dedi. Baktım iyice, peynir ve salam
gözüküyor sadece. Aldım bir dilim. İlk ısırmamda alta gizlenmiş meyve ağmıza
geldi. Dedim hani meyve yoktu. O pina (ananas) dedi. Adamlar ananası meyveden
saymıyorlar. Bırakıp çıktım. Neyse 2 günlük rezervasyon yaptığım hostele
gittim. Gayet güzel bir hosteldi. Amacım 3 gün kalmaktı. Ama baktım 4 güne +1
gün promosyon var. Aslında Cali’ye salsanın başkenti diyorlar. Hostellerde
bedava salsa dersleri oluyor. Ama benim gibi dansa pek merakınız yoksa 1-2 gün
yeter bu şehre. Benim için yine tembel geçen bir 5 gün oldu. Burada Altın ve Sanat
müzelerine gittim. Altın müzesinin en görkemlisi Bogota’da imiş. Şehrin içinden
geçen nehir boyunca yürüdüm. Nehir kenarında yer alan mavi renkli İglesia La Ermita (La Ermita Kilisesi) oldukça görkemli gözüküyordu.
Bir de Copa America başladı buraya geldiğimde. Şili’de
düzenleniyor. İlk maçı Cali’de bir alışveriş merkezinde izledim. Oldukça
kalabalıktı ve bayan erkek herkes sarıya bürünmüştü şehirde. Ama yenildi
Venezuela’ya.
Aklımda kalan anlardan bir tanesi kaldığım hostelde
tanıştığım ve Türkiyeyi daha önce ziyaret etmiş Avustralyalı bir çift ve
Almanya’da yaşan bir İsrailli kızla yaptığımız Türk yemekleri üzerine
sohbetler. Evet kesinlikle Türk yemekleri çok çeşitli ve muhteşem. Türk mutfağı
diyebileceğimiz bir yemek kültürümüz var ve çok seviliyor.
Ayrıca 23 yaşında Afrika kökenli, salsa hocalığı yapan bir
kızla tanıştım. 3-4 yaşlarında bir çocuğu var. Hiç evlenmemiş. Erkek
arkadaşıyla birlikte yaşamışlar sonra ayrılmışlar. 22 yaşında bir kız kardeşi
varmış o da aynı şekilde. Çocuğuyla baş başa. Sanırım maddi durumları da öyle
çok iyi değil. Latin Amerika’da ve özellikle Kolombiya da erken evlilikler çok
yaygın. 15-16 yaşında tamamen kendi istekleri ile evlenen ve genç yaşta çocuk
sahibi olan çok bayan var. Kolombiya da bir de bunun üzerine sanırım özellikle
Afrika kökenliler arasında evlenmeden genç yaşta birlikte yaşamak ve çocuk
sahibi olmak anlayışı yaygın. Latin Amerika’da bize göre bayanların özgür
olması, hayatın içinde olması hep ilgimi çekti, hoşuma gitti. Ama eğitim
eksikliği ve fakirlik maalesef doğru kararların alınmasını engelliyor.
Neyse, Cali’de bir de hafta sonu ve Pazartesi resmi tatil
olunca açıkçası biraz sıkıldım. 5.günün sonunda daha çok doğası ile ünlü
Salento’ya doğru yol aldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme